DOLAR 34,2962 0.03%
EURO 37,4813 -0.08%
ALTIN 2.920,08-0,26
BITCOIN 2144463-0,42%
İstanbul
19°

KAPALI

12:56

ÖĞLE'YE KALAN SÜRE

Türk Maden Hukukunda Rödovans Sözleşmesi / Av. Zeynep Hilal Doy
  • News 34
  • Genel
  • Türk Maden Hukukunda Rödovans Sözleşmesi / Av. Zeynep Hilal Doy

Türk Maden Hukukunda Rödovans Sözleşmesi / Av. Zeynep Hilal Doy

ABONE OL
Mart 21, 2024 13:35
Türk Maden Hukukunda Rödovans Sözleşmesi / Av. Zeynep Hilal Doy
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Herkese merhaba, makalemiz maden işletme ruhsatının kiralanmasını konu edinen rödovans sözleşmesinin incelenmesine yöneliktir. Madencilik faaliyetleri, yer altı zenginlikleri açısından önemli bir bölgede yer alan Türkiye için oldukça önemlidir. Önemi nedeniyle yasal düzenlemelere konu edilen madencilik faaliyetleri, teknolojiye bağlı olarak sürekli değişmekte ve gelişmektedir.

Rödovans kavramı, Latince “reditus” kelimesinden gelir ve anlamı; gelir, kâr, kazanç, irat ve hâsılat şeklinde ifade edilmektedir. Türk Hukuku’nda rödovans kavramı son yıllarda görülmeye başlamıştır. Madencilik Terimleri Sözlüğü’nde rödovans (rödavans) kelimesi; ruhsat sahalarının hak sahibinin sözleşmeyle özel ya da tüzel bir kişiye belli bir süre için terk etmesi halinde maden ocağının işletilmesini üstlenen kişinin esas ruhsat sahibine istihsal edilen her ton maden için ödemeyi taahhüt ettiği meblağ olarak ifade edilmiştir1.

Rödovans sözleşmesine 3213 sayılı Maden Kanununda yeterli düzenleme bulunmaması nedeniyle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun ürün kirası sözleşmesine ilişkin hükümleri kıyasen uygulanmaktadır. 3213 sayılı Maden Kanunu, maden faaliyetlerindeki değişim ve gelişimler nedeniyle sıkça değişikliğe uğramaktadır. Ancak yine de günümüzde haliyle sektörün ihtiyaçlarını karşılamaktan uzaktır. 2010 tarihli Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği ise yeni tarihli olmasından dolayı eksikliklerine rağmen güncel gelişmelere daha uyumlu görülmektedir.

Mevzuattaki eksikliklerin uygulamada yol açtığı sorunlardan biri, maden işletmek üzere devletten alınan ruhsatın kullanılması noktasında kendini göstermektedir. Uygulamaya bakıldığında ruhsatı alan kişilerin sonrasında haklarını kullanmaya yönelmedikleri anlaşılmaktadır. Bu durumun sebebi maddi kaynak eksikliği ya da ruhsat sahasının tamamını işletmenin makul görülmemesidir. Ruhsat almasına rağmen maden sahasından bizzat yararlanamayan ruhsat sahipleri, zaman içerisinde maden sahasına yönelik işletim haklarını başkalarına devretmeye yönelmişlerdir. Bu noktada rödovans sözleşmesi önemli bir yere sahiptir. Maden sahasını tamamen ya da kısmen işletemeyen ruhsat sahipleri, rödovans sözleşmesi yaparak ruhsata konu maden sahasının işletilmesini geçici süreli olarak tamamen veya kısmen üçüncü kişilere devredebilmektedirler. Böylelikle ruhsata konu maden sahası atıl konumda tutulmayarak işletilebilmektedir. Bu işletim hem ruhsat sahibine, hem devlete, hem de sözleşmeyle maden sahasını işletim hakkını elde eden rödovansçıya yarar sağlamaktadır. Yapılan devir sonucunda ruhsat sahibine periyodik olarak ödeme yapılması beklenmektedir.

Madenler, Türkiye’nin önemli yer altı zenginliklerindendir. Bu zenginlikler ancak maden sahasının işletilmesiyle ortaya çıkabilir. Rödovans sözleşmesi sayesinde her iki taraf da maden sahasından yarar sağlamış olmakta ve önemli bir yer altı zenginliği olan madenlerimizin iş sahipleri tarafından yükü daha hafifletilerek ülkeye kazandırılmasına vesile olmaktadır. Bu önemine ve uygulamada sıkça kullanılmasına rağmen rödovans sözleşmesine yönelik yeterli düzenlemeye Türk Hukukunda rastlamak mümkün değildir. Yalnızca Maden Kanunu ile Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği’nin bazı hükümlerinde rödovans sözleşmesine ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir.

Madencilik faaliyetleri bünyesinde yüksek risk barındıran faaliyetlerdir. Özellikle Soma ve Ermenek kazalarından sonra madencilik faaliyetlerinin tehlike boyutu açıkça görülmüştür. Madenlerin ülke ekonomisi açısından ciddi bir yere sahip olması, maden sektörüne ilişkin hukuki düzenlemelerin yetersizliği ve uygulamada konuyla ilgili yaşanan sorunlar, Türk Hukukunda konuyla ilgili eserlerin artırılması ihtiyacını gündeme getirmektedir.

Uygulamada rödovans sözleşmesiyle ilgili uyuşmazlıklarda öncelikle Maden Kanunu ile maden mevzuatıyla ilgili emredici hükümlere bakılmaktadır. Burada yeterli düzenlemenin yer almaması halinde TBK’nın ürün kirası sözleşmesine yönelik hükümleri kıyasen uygulanmaktadır. Bu hükümlerde de somut olaya uygulanacak düzenleme mevcut değilse TBK’nın 358. maddesindeki atıf nedeniyle kira sözleşmesinin genel hükümlerine bakılmaktadır. Burada da hüküm mevcut değilse TBK’nın genel hükümlerine gidilmektedir. En son çare ise hâkimin takdir hakkını kullanarak kanundaki boşluk nedeniyle hukuk kuralı yaratması olmaktadır. Rödovans sözleşmesine ilişkin olarak uygulanacak yeterli düzenlemenin mevcut olmaması, uygulayıcıları hatalı kararlar vermeye sevk edebilmektedir. Bu uygulamaların sonucunu da rödovans sözleşmesi yapan tarafların ödediği görülmektedir.

Türkiye’de son yıllarda maden arama ve işletme ruhsatlarına yönelik talepte düşüş yaşanmaktadır. Mevcut ruhsatların ise iptali istemi söz konusudur. Bu durumun Soma kazasından sonra madencilik faaliyetlerine getirilen bazı tedbirlerden kaynaklandığı ifade edilmektedir. Ancak kanaatimizce, özellikle işletme ruhsatları açısından maden ruhsatlarına getirilen yükümlülüklerdeki ciddi artışın etkisi büyüktür. Günümüzde madencilik yatırımlarında masraflar artmıştır. Bu nedenle Türkiye’de madencilik sektörü önemli derecede sekteye uğramıştır. Kazalar nedeniyle artan denetimler ve uygulanan yüksek miktardaki para cezaları, ruhsat talebinde düşüşe ve ruhsatların iptali istemine sebebiyet vermektedir.

Rödovans sözleşmesi konusundaki sorunların başında 3213 sayılı Maden Kanunundaki eksiklikler ve Kanunun günümüz teknolojisine cevap verememesi yer almaktadır. Maden Kanununda ve Maden Yönetmeliğinde yer alan sınırlı düzenlemeler, uyuşmazlıkların çözümünde yetersiz kalmaktadır. Uyum sağlanabilmesi adına sürekli değişiklik yapılsa da getirilen değişikliklerin uzun süreli sorun çözmesi mümkün olmamaktadır. Bu nedenle güncel duruma uygun yeni bir Maden Kanunu yapılması gerektiği kanaatindeyiz. Yapılacak yeni Maden Kanununda uygulamada önemli bir yere sahip olan rödovans sözleşmesi tipik sözleşme statüsüne alınmalıdır. Mevcut kanuni yetersizlikler giderilmeli ve sözleşmeye ilişkin düzenlemeler uygulamadaki sorunlar gözetilerek detaylandırılmalıdır. Rödovans sözleşmesinin tanımlanmasından başlanılarak sözleşmenin unsurları, kuruluşu, hükümleri, sona ermesi gibi hususlar açıklığa kavuşturulmalıdır. Özellikle uygulamada uyuşmazlıklara neden olan sorumluluğun kime ait olacağı hususu özel hükümlerle kanunda açıkça düzenlenmelidir. Türk maden hukukundaki tehlikeli gidişatın durdurulabilmesi ve rödovans sözleşmesi konusundaki eksikliklerin giderilebilmesi için böyle bir düzenlemenin gerekliliği açıktır. Yapılması gerekli yeni Kanunda hem çevrenin hem de maden işletmecilerinin menfaatinin gözetilmesi, uygulama açısından önemlidir. Çevrenin korunmasına ve maden işletmecilerinin gerek ekonomik gerekse faaliyetler açısından yükünün azaltılmasına, bürokratik işlemler yerine etkinliğin artırılmasına dikkat edilmesi gerekmektedir.

 

Saygılarımla

Av. Zeynep Hilal DOY

 

KAYNAKÇA;

Arkan Serim, A., Hasılat Kirasında Tarafların Hak ve Borçları, Beşir Yayınevi, İstanbul, 2011.

Doy, Z. H., Rödovans Sözleşmesi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Beykent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. 2022

Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Genel Müdürlüğü, Rödövans Uygulama Yönergesi, Ankara, 2007.

Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğü, 2013 Yılı Faaliyet Raporu, http://www.taskomuru.gov.tr/file/2013.pdf, (Erişim Tarihi: 25.10.2021).

Yeşilyurt, C., Rödovans Sözleşmeleri – I, Madencilik ve Yer Bilimleri Dergisi, Sayı 21, 2012, ss.80-82.

https://www.etimaden.gov.tr/storage/uploads/2018/01/eti_maden_terim_wozlugu.pdf, (Erişim Tarihi: 21.10.2021).