Mehmet Baran kimdir? Mehmet Baran hayatı ve biyografisi
Aslen Malatya’lı olan Mehmet Baran uzun yıllar tekstil sektöründe işveren olarak toplumsal fayda ile istihdam sağlamıştır. Bir çok insan yetiştirip mesleki alana kazandırmıştır. Hayatı boyunca toplumsal meselelere duyarlılık gösteren ve farkındalık amaçlayan bir çok sosyal sorumluluk projelerine imza atmıştır.
Sicil Affı ve Mağdurları Derneği isminde sürdürülebilir bir sivil toplum kuruluşuna imza atmış ve kurucu başkanı olmuştur. Bu görevini halen de sürdürmektedir.
Mehmet Baran son olarak siyasete girmiş sırasıyla Gelecek Partisi Gaziosmanpaşa ilçe başkanlığı koltuğuna oturmuş ve aynı partiden belediye başkanı adayı olmuştur.
Mehmet Baran aynı zamanda radyo programları ile şiir ve köşe yazılarıyla toplumu bilinçlendirmiştir.
BY protokol dergisinin İstanbul bölge sorumluluğunu üstlendi Türkiye polis gazetesini İstanbul il başkan Yardımcılığı’na atandı İstanbul İHH İstanbul Gaziosmanpaşa kurucularından oldu TUGVA Gaziosmanpaşa yine kuruculuğunu yaptı daha sonra Filistinlilerin Koruma Derneği Kurucu Başkanlığı üstlendi daha sonra Güller Açsın derneğinin genel başkanlığını yaptı Avrupa Birliği gazetesinin köşe yazarlığını yaparak daha sonra Avrupa Birliği gazetesinde istihbarat birim şefi sorumluğunu üstlendi halen devam etmektedir..
Birçok gazetede ve dergilerde köşe yazarlığını devam etmektedir…
Mehmet Baran’a ait bazı şiir ve yazılar;
Ölüm ve doğum.. Niye ölümü başa yazdım biliyor musunuz, çünkü bu dünyaya geldiğimizde aslında ölümlü bir dünyaya doğmuştuk, ölümsüz bir hayatta. Acılar, çileler dünyasına. Yaşlanan bedenimizdi bu dünyada. Ruhumuzun yaşı yoktur. O yaşadığımızı sandığımız zaman boyutunun dışında bir aleme aittir.
HAYATINDA BİRKERE CANIM OĞLUM DE ÖLEYİM BABA
MÜSAYİT OLDUĞUNDA BENİ DE SEVERMİSİN BABA….
Ben de mutlu olmak istedim benim hakkımdı hayat beni hep sınadı. Bazen düşünürdüm beni babam bir gün sevebilirmi diye hep hayel kurardım , çünkü babamı çok seviyordum annemden sonra dünyada ençok sevdiğimdi.Kardeşlerimi zaman zaman kuçağına alır severdi öperdi onlarlan oynardı şakalaşırdı ben hep bakardım benide çağırırmı diye çağırmazdı şirinlik yapardım ,gözlerine bakar üzgün bakardım ki çağırsın beni .
Bana hep derdiki sen büyüksün evet ilk doğan olduğum için bu alın yazımdı.Örneğin büyük ölduğumdan sokakta oynayamazdım oysaki ben babam dan dayak deyil hakaret kızmasını deyil sevgisini istiyordum ,bazen derdimki hem dövsün hemde sevsin nolur .Ben işe gider işden dönerdim yorulmuşum afferin oğluma demesini beklerken akşam gece yarısına kadar anneme yardım ederdim .Sabah gün doğmadanda işe giderdim .Benim yaşımdakiler okul okur ve evin önünde oynarlardı ben o çocukluğu hiç tanıyamadım .
Okulda hep takdir alırdım bana afferin öperlerdi öğretmenimler ağlardım niye ağlıyorsun söylemezdim çünkü bu karnemi babama göstermiyordum çünkü sormazdı herkes koşarak evlerine gidip ailelerine gösterip hediyelerini alacaklardı çünkü işte öyle .
Okulu bitirip istanbula gittim yani kaçtım babam hiç aramadı sormadı birgün annemi aradım söhbetlerimiz bittikten sonra kapatacağım zaman babamı sordum napıyor diye beni merak ediyormu anne annem bi durakladı he oğlum merak ediyor neden ozaman aramıyor anne dedim ,ben soruyorum ya dedi tamam anne dedim sizi çok seviyorum çok özledim dedim kapattık.
Büyüdüm askere gittim yine gelmedi evlenirken annem rahmetli olmuştu ve birtek babam ve kardeşlerim kalmıştı sadece düğüne geldi ve hemen gitti .Çok yalnız kalmıştım oysaki babam benim yaslanabileceğim dağımdı benim dağım hiç olmamış 17 yıl evli kaldım evime gelmedi sahipsiz olunca oda beni terketti yine gelmedi .
Kardeşlerimi soracak olursanız onları bazen arardım onlarda beni çok tanımadıkları için acılarım onları çok etkilemiyorlardı birnevi yabancı gibiydik çünkü baban beni onlara anlatmamıştı sevmediği gibi onlarada sevdirmemiş .Yinede ben babamı çok seviyordum bana candan ömründe bikere seni seviyorum canım oğlum desin orda öleyim.
Birgün hayatımın en acı gününe şahit oldum günlerden birgündü aradım baba nasılsın iyimisin özledim baba seni dedim ve telefondan şöyle bi ses çıktı seni mirasımdan mahrum edecemi duyduğum an iki dakika kendimden geçtim .Ve acılara dayanıklı olduğumu düşünürüm oysaki her hançerin acısı farklı oluyormuş olsun baba bana sen lazımsın varsın kardeşlerimin olsun tamam dedi kapattı yüzüme.
Bi sebepten dolayı istanbula getirdik yaklaşık bır yıldır istanbulda. Babam şuan 70 yaşında yarı felç ben babamı sırtımda taşıyorum kucağıma alıp öpüyorum konuşamıyor onu zaman zaman yıkıyorum ve ben seni çok seviyorum babam diyorum bilmiyorum beni anlıyormu anlamıyormu bilemiyorum eşim olsaydı ben babama bakacaktım lakin onun için evlenmeyi düşünüyorum ki babamdan alamadığım sevgiyi ben babama vereyim onu son yıllaranda mutlu edebileyim tek arzum bu malum benimde yaşım kemale erdi sayılır artık kalın sağlıklan siz benim yaşadıklarımı yaşamayın lütfen gerekirse babanıza okutun yazımı